Kukla Kemal ve CHP Gerçekleri

Unutmayın CHP zihniyeti yalancı zihniyettir. CHP zihniyeti sömürmeci ve suistimal edici zihniyettir. Bu zihniyetin dine inanca hiçbir saygısı ve sevgisi yoktur. Kemal Kılıçdaroğlu bir derin devlet projesidir ve şuan ipleri birilerinin elinde olan bir kukladan ibarettir. Ne emir alırsa onu söylemekte ne denirse onu yapmaktadır.
Bu sitenin hiçbir siyasi veya sivil kurumla bağı yoktur. Tek amacı alenen vatane ihanet suçu işleyenlerin afişe edilmesi ve kamuoyunca bilinmesini sağlamaktır.

13 Eylül 2010 Pazartesi

Yalancı Kemal'e iftiraları yüzünden bir AB tokatı daha: "Umarım ki, benimle görüşecek cesareti vardır"

Yalancı iftiracı Kemal'in iftiralarına Avrupa Parlamentosu Türkiye Raportörü Ria Oomen-Ruijten den TOKAT GİBİ cevap!!!


Raportör Oomen kısa süre önce kendisi ve Türkiye üzerinde çalışan başka AB temsilcileri hakkında CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu tarafından öne sürülen ve medyada yer bulan rüşvet iddialarını hatırlatarak bunların çok acımasız ve sert ifadeler olduğunu söyledi.

Bu hafta içerisinde Brüksel'de temaslarda bulunacak olan Kılıçdaroğlu için ağır konuşan Oomen, “Umarım ki, benimle görüşecek cesareti vardır. Şimdiye kadar o partinin lider kadroları benimle görüşmek istemediler. Hakkımdaki iddialar konusunda yorum dahi yapmak istemiyorum çünkü aslında o iddialar benden çok bu kişinin hakkında fikir veriyor. Beni tanıyan herkes bu iddiaların gerçek dışı olduğunu çok iyi bilir. Ben onunla görüşmeyi arzu ederim ama onun buna cesareti var mıdır ondan emin değilim çünkü eğer gelirse onunla çok açık konuşurum" şeklinde konuştu. 

Oomen son olarak referandum sonucunda muhalefet partilerinin politikalarını gözden geçirmeleri gerektiğine değinerek, sonuçların Türk halkının bazı siyasi partilerin sandığından daha zeki olduğunu gösterdiğini kaydetti.

KAYNAK

Kolpa Kemal ve yaptığı HAYIR'sızlık: Muhtarıda açıklama yaptı.

Aptal Kemal ile oy kullan(a)maması konusunda dalgamızı geçmeye devam ediyoruz.


Referandum oyunu Ankara'da mı İstanbul'da mı kullanacağı uzun süre belirsiz kaldıktan sonra oy kullanamadığı ortaya çıkan Kemal Kılıçdaroğlu'nun, iki ay önce mahalle muhtarı tarafından uyarıldığı ortaya çıktı.


Kağıthane Merkez Mahallesi Muhtarı Süleyman Bölük, Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) yetkililerini sözlü olarak uyardığını açıkladı. 


KAYNAK

12 Eylül 2010 Pazar

Darbeci Köpekler Artık HESAP VERECEK!!! - %60 EVET!!!

İşte halk tercihini yaptı


İşte millet son sözü söyledi.


Milletin bu sözüne karşı sözmü söylenir?


Artık bu memleket yargının cuntacının darbecilerin cumhuriyeti olmayacak.


Bu memleket artık tamamen milletin iradesiyle yönetilecek.


EVET ÇIKARSA KAFAMA SIKARIM DİYEN KENAN EVRENE SESLENİYORUM.


EĞER SÖZÜNÜN ERİ ERKEK ADAMSAN KAFANA SIKARSIN!!!

BDP'den son dakika açıklaması: Kılıçdaroğlu'na oy kullanmaması yönünde herhangi bir baskıda bulunmadık!!!

Angut Kemal'in oy kullanamaması tüm türkiyede dalga konusu oldu.

İşte Mal Kemal geyikleri:

* BDP'den son dakika açıklaması: Kılıçdaroğlu'na oy kullanmaması yönünde herhangi bir baskıda bulunmadık!!!
* BDP'den yeni açıklama: Kılıçdaroğlu'nun boykot edeceğini bilseydik seçim ittifakı yapardık.
* Türk Siyasal Hayatı seni hiç unutmayacak KK ve aylarca meydanlarda coşan oy sandığına koşamayan genel başkan olarak biz de unutmayacağız..
* CHP referandumun iptali için Anayasa Mahkemesi'ne gidecekmiş. "Bizim başkan oy veremedi sayılmaz" diyolarmış..
* Kemalin dediğini yap yaptığını yapma :)
* şimdi recep bey demez mi, "daha oy kullanmayı bile beceremeyen adam ülke yönetimine talip oluyo" diye... haksız mı yani?
* sayın KILIÇDAROĞLU ne yapıp yapın sandığa gidin deyip de,kendin sandığa gidemeyişini hangi mizah dergisine havale edeceksin?
* KK ve eşi evdelerdir. eşi elma portakal soyuyordur. KK: Soy da ver hanım. Eşi: Sus bi oy bile veremedin, yok sana elma melma!
* Kılıçdaroğlunun oy kullanamamasını CHP Hayır diyerek yalanladı, KK ise bu konuyu arkadaşlarım araştırıyor rapor hazırlanacak, çözeriz dedi.
* KK oy kullanmaması (doğruysa) siyasal intihara yakın bir olay. Nasıl yani ya? Meydanlarda bağır çağır sonra sandığa gitme...
* acaba KK dünkü maçtan çok etkilenip son salisede oy kullanarak kahraman olacağınımı sanıyo:S
* KK'ye gelsin bu şarkı: oy oy oy oy oyyy oyy aman!
* KK hayırsız çıktı! Madem oy kullanmayacaktın niye meydanlarda nutuk attın o zaman. Soyadını Kılıçdaroylu olarak değiştirebilirsin
* KK'nın bu şekilde oy kullanamaması Türk demokrasisinin hali açısından da çok üzücü..CHP'de birileri hesabını verse bari..
* oy'una sahıp cıkamayan kk, bir ülkeye nasil sahip cıkabilir allah askına
* iyi güzel de bu KK oy kullanamadığını bugün mü keşfetti? nerde benim seçmen kağıdım demedi mi?
* Ama sabah Ankara'da oy kullanacak dediler KK için, olmadı yani. Sen o ka hayır mitingi yap bir hayır'ı esirge, hayır'sız insan.



KAYNAK

6 Eylül 2010 Pazartesi

CHP'nin iddiaları kabul ettiği PKK ilişkileri: Seçimler için istenen 20 Militan (video)

Öyle bir parti düşünün ki emellerini gerçekleştirmek için 30 bin kişinin katili olan bir TERÖR ÖRGÜTÜNDEN medet umsun ve PAZARLIK MASASINA OTURSUN.

İşte CHP böyle bir parti ve böyle bir zihniyettir. CHP VATANA İHANET ETMEYİ KABULLENMİŞTİR.

CHP 99 SEÇİMLERİ ÖNCESİ DOĞU BÖLGESİNDEN DAHA ÇOK OY ÇIKARMAK İÇİN MİLLET VEKİLİ OLMASI İÇİN PKK DAN 20 MİLİTAN İSTEMİŞTİR.

İddiayi BELGELERİ VE ŞAHİTLERİ ile gün ışığına çıkaran Sırrı Sakık terör örtüğünün siyasi kanadında bulunmaktadır. Yalancı kukla Kemal Yalandaroğlu bu iddiaları yalanlayamamış ve üstüne üstlük kabullenmişlerdir.

İşte 20 militan VİDEOSU:



İşte kabul edilme VİDEOSU:

CHP'li belediye başkanından rüşvet dersleri: Mustafa Eryılmaz ses kaydı (VİDEO)

CHP'li belediye başkanlarının ülkeyi soyup soğana çevirmesi ve yolsuzluk yapması bitmiyor. İşte gün yüzüne çıkan bir gerçek daha.


CHP'li Çankaya Belediye Başkanı Muzaffer Eryılmaz'ın, belediyeden ihale alan firmalara koydukları 'şartları' ve imara açılacak arasalar için oylamaya katılan CHP'li Meclis Üyeleri'ne ne kadar rüşvet verdiklerini anlattığı ses kaydı ortaya çıktı.

Haber 7'nin haberine göre, Ses kaydında Eryılmaz, yanındaki şahsa belediyeyi hangi şartlarda yönettiği konusunda dert yanarken, gündeme bomba gibi düşecek, rüşvet pazarlıkları, Meclis üyelerine ödenen rüşvetin nasıl temin edildiğini, satın alma yapacak firmalara malları nerelerden alma konusunda nasıl müdahale ettiklerini tek tek açıklıyor...

CHP'li Çankaya Belediye Başkanı Muzaffer Eryılmaz'dan inciler:

Ankara'nın en önemli ilçelerinden biri olan Çankaya Belediyesi'nde işlerin nasıl yürütüldüğünü anlatan kişi, Çankaya'nın CHP'li Belediye Başkanı Muzaffer Eryılmaz...

RÜŞVETİN İNCELİKLERİ

Başkan Eryılmaz'ın anlattığına göre rüşvet olarak sadece para istenmiyor.

CHP'Lİ MECLİS ÜYELERİ "BUGÜN NE GÖTÜRÜRÜM" DERDİNDE

Muzaffer Eryılmaz bir yandan rüşvetin inceliklerini anlatırken, bir yandan da rüşvet istedikleri için CHP'li Belediye Meclis Üyelerinden şikayet ediyor.

"ALLAH'IM ŞAŞTI.. İŞ MİŞ BAKAMIYORUM"

Çankaya'nın CHP'li Belediye Başkanı Muzaffer Eryılmaz, işi gücü bırakıp CHP'li belediye meclis üyelerini ikna etmeye koyuluyor.


"CUMHURİYETE BÜYÜK DESTEĞİMİZ OLUYOR"

Çankaya Belediyesi'nde dönen tüm dolapları açık açık anlatan Muzaffer Eryılmaz'ın konuşmasında bir ara Cumhuriyet Gazetesi de geçiyor. Belediye ile gazete arasında yakın bir ilişki olduğu anlaşılıyor.

"CHP'Yİ NASIL ELEŞTİRİRLER..."

CHP'li Belediye Başkanı Muzaffer Eryılmaz, Çankaya Belediyesi personelinin siyasi görüşleriyle ilgili bilgiler de veriyor.


Çankaya Muzaffer Eryılmaz rüÅ�vet
Yükleyen prapareus. - Yepyeni haber videoları

Bakirkoy'un CHP'li Baskani Ates Ünal Erzen yolsuzlukta sınır tanımıyor (Video)

Tüm belge ve delilleri ile Bakırköy'de yaşanan akıl almaz yolsuzluk ve Ateş Ünal Erzen in yargılanmasını bu videolarda hayretler içinde izleyeceksiniz.

CHP ve Kılıçdaroğlu zihniyeti yolsuzluk zihniyetidir.

Ey Kukla Kemal yolsuzluk yolsuzluk diye bağıyorsun. DÖN BİR AYNAYA BAK.

Belge ve Kanıtlar VİDEO:

CHP'li Erzen'in yolsuzluklari from turkhaberler on Vimeo.

Yargı Süreci VİDEO:

Baskan Ates Unalerzen yargilaniyor from turkhaberler on Vimeo.

5 Eylül 2010 Pazar

CHP'li Belediye Başkanı Hamdi Sedefçi 12 yıl 6 ay hapis cezasına çarptırıldı: Yolsuzluklar partisi CHP (Video)

Gün geçmiyor ki bir CHP yolsuzluk davası ortaya çıkmasın. Bu sefer yolsuzluğu yapan Edirne Belediye Başkanı Hamdi Sedefçi.


Edirne Belediye Başkanı CHP'li Hamdi Sedefçi hakkında verilen yargı kararları ve devam eden yargılamalar nedeniyle parti üyeliğinin askıya alınması için başvuru yaptı.

Sedefçi 1. Ağır Ceza Mahkemesi tarafından belediyeye ait arsanın spor tesisi olarak yapılması için açılan ihaleye fesat karıştırmak suçundan 4 yıl 2 ay, Edirne 2. Ağır Ceza Mahkemesi tarafından şehir içi içme suyu şebekesi ihalesine danışman alımı ihalesine fesat karıştırmak suçundan 4 yıl 2 ay, şehir içi içme suyu şebekesi ihalesine fesat karıştırmak suçundan 4 yıl 2 ay olmak üzere toplam 12 yıl 6 ay hapis cezasına çarptırıldığını söyledi.

Başkan Sedefçi, gelişen süreçte mensubu olduğu partisine zarar vermemek için üyeliğinin askıya alınması için genel merkeze başvurduğunu ifade ederek, "Ancak benim CHP'nin başarısı için çalışmalarım devam edecek" dedi.

CHP'nin sahip çıktığı Öcalan'dan medet uman YARGI: İhanetin belgesi ses kaydı (Video)

İşte yargıtayın ve CHP nin sahip çıktığı ve korumak için tüm alçakça yöntemlere başvurduğu zihniyetin bu ülkeye nasıl ihanet ettiğinin belgesi:

‘dailymotion.com’a düşen skandal ses kaydında Yargıtay 8. Ceza Dairesi üyesi Hamdi Yaver Aktan olduğu iddia edilen kişi, iki yüksek yargıca referandumun reddedilmesi için her yolu denediklerini anlatıyor. Aktan, bunun için Öcalan’a çok ihtiyaç olduğunu söylüyor. "CHP, BDP’yi yanına almalı. Yani Kürtler ‘evet’ derse gidiyor bu iş…" diyor.


Yargıtay üyesi oldukları iddia edilen üç yüksek yargıç arasında geçen skandal konuşmalar internete düştü. Daha önce de Ergenekon sanığı İlhan Cihaner’i kurtarma planları deşifre olan Yargıtay 8. Ceza Dairesi üyesi Hamdi Yaver Aktan olduğu iddia edilen ses, 8. Hukuk Dairesi Başkanı Yusuf Uluç ve 10. Hukuk Dairesi üyesi Fatih Arkan’a referandumun reddedilmesi için her yolu denediklerini anlatıyor. Referandumda kilit durumda olan BDP’nin, yaptıkları görüşmeler neticesinde boykot kararı aldığını söylüyor. Skandal kayıtta, ‘evet’ oylarını ‘hayır’a çevirmek için özellikle Abdullah Öcalan’a da çok ihtiyaç duyulduğu vurgulanıyor. BDP’nin Kürtlerin yobaz bölümü olmadığı, partinin yöneticilerinin yüzde 99′unun CHP’ye yakın isimlerden oluştuğu, bu nedenle referandum öncesi CHP’nin BDP’nin elinden tutması gerektiği konuşuluyor. "Bunu askere de söyledim." deniliyor. HSYK’nın bundan sonra yapabileceği çok fazla şey kalmadığını dile getiren İsimler, referandum sürecinde oluşturulacak bir kaos ortamından yararlanılması gerektiğinden bahsediyor. Aksi halde referandumda ‘evet’ler fazla çıkarsa işlerinin biteceği ifade ediliyor. Hamdi Yaver Aktan’a ait olduğu ileri sürülen ses, Yargıtay Başkanlığı konusunda daha önce söylediği ifadeleri bu kayıtta da yineliyor. Aktan, birinci başkanlık için HSYK Başkan Vekili Kadir Özbek’in bir adım önde olduğunu belirtiyor.

Referandumda ‘hayır’ çıkması için yüksek yargı mensuplarının yürüttüğü çalışmalar, dün internete düşen bir ses kaydıyla tam anlamıyla deşifre oldu. Yargıtay üyeleri Hamdi Yaver Aktan (8. Ceza Dairesi üyesi), Yusuf Uluç (8. Hukuk Dairesi Başkanı) ve Fatih Arkan’a (10. Hukuk Dairesi üyesi) ait olduğu ileri sürülen ses kayıtları, AK Parti’ye karşı yürütülen kirli ittifakı gözler önüne serdi. Yargıtay üyeleri arasında geçen konuşmalarda, referandumdan ‘hayır’ çıkması için terörist başı Abdullah Öcalan’a çok ihtiyaç olduğu aktarılıyor.

İşte o ses kayıtları;

YUsuf Uluç (Y.U.): Deniz Baykal geç kaldı, inandırıcılığını, güvenilirliğini fazla şey yapacağını sanmıyorum; sağlayacağını. Zamanında halkı (?) yalnız bıraktı.

Hamdi Yaver Aktan (H.Y.A.): Şimdi bu, BDP var ya, bu parti son derece önemli. Bunu geçende Turgut Kazan’la konuşuyoruz. Demirtaş’la görüştü: "Ulan KCK falan diye canınıza okuyacaklar." Ondan sonra açıklama yaptılar, "Biz yargıyı siyasallaştıracak şeyde yokuz." dediler.

Y.U.: Ben sana bişey söyleyeyim mi aslında BDP’nin elinden CHP’nin tutması lazım. Yanına çekmesi lazım. Artık bunun şeyi yok yani. Korkulmasına da gerek yok. Ve bunların yüzde 99,9′u CHP yanlısı sosyal demokrat insanlar. Yani Kürtlerin şeyi değil, Kürtlerin yobaz kesimi değil yani.

H.Y.A.: Dedik ya CHP milletvekillerine. Yav… Röportajda bunları Leyla (Cumhuriyet Gazetesi muhabiri) Hanım’a söyledim, bunları yazmayın, kapat. Biz aynı görüşteyiz. Bizim yapmamız lazım bu işleri.

BDP’Yİ KUCAKLAMALARI LAZIM!

Y.U.: Yani (BDP’yi) kucaklamaları lazım yani.

H.Y.A.: Turgut Bey’e dedim sen görüşüyorsun. Bunlarla görüştü, grupta falan gitti. Dedim bunu şey yapın. Referandum reddedilirse bu sayede reddedilir. Başka türlü olmaz dedim. Bundan geriye adım atılmaz.

Y.U.: Evet, evet… Birlik beraberliği sağlamak zorunda.

H.Y.A.: Geçen muhaliflerle yemekteydim, muvazzaflar da vardı. Onlara söyledim. Mümkün değil dedim yani. Bundan geri adım atamazsın. Buna ihtiyacımız var dedim yani. Başka türlü bu iş aşılmaz. Aksi halde tamamen teslim alır. Şimdi, tabii burada hukuki süreçte de iyi şey yapmak lazım. Bir: Yüksek Seçim Kurulu: Bu referandum yasasını iki aya indirin; bu bir seçim kanunudur, seçim kanununu bir seneden önce uygulamam. Ben dört ay uygularım.

Y.U.: Onu orası yapacak. Zaten ondan korkuyorlar.

H.Y.A.: Ben dört ay uygularım bunu diyecek. Bu bir. Kanun yayınlandı mı Anayasa Mahkemesi’ne gideceğim. Dört ayda yürütmeyi durdurma verir. Vermezse seçimlerden sonra; Sabih Bey diyor ama seçimlerden sonra yapı derhal değişiyor, geçici maddeyle, iptal ettiremezsin.

turgut kazan’a söyledim, demirtaş’la görüştü

Fatih Arkan (F.A.): Kurul, kurulun (HSYK) bundan sonra bir şey yapabilme şansı çok yok.

H.Y.A.: Bitti artık. Bunları referandumda yeneceksin.

F.A.: Referanduma da çok güvenme abi, bu halk…

H.Y.A.: Yok canım ben de güvenmiyorum. Kürtleri gözden geçirmek lazım, Kürtlere ihtiyaç var. Abdullah Öcalan’a çok ihtiyaç var şimdi.

F.A.: Çok çabuk işbirliği içine giriyorlar ama.

H.Y.A.: Şimdi bak, Kürtler, istediklerini almak için diretecekler. Ulan batıyorlar ya, anayasaya, tam bir kaos olsun, bu kaostan ben yararlanırım. Turgut Bey’e dedik ki ya, Demirtaş’la (BDP eşbaşkanı) görüştü, onlar da bir iki açıklama yaptı. Ben birkaç yerde de söyledim, askerlere de söyledim; bunlara ihtiyacımız var. Yani, ‘evet’ dediği anda gidiyor bu iş.

Söz konusu kayıtta Erzincan’la ilgili açıklamalar da yer alıyor. İşte o konuşmalar:

H.Y.A.: Dün Erzincan’la ilgili burası ayın 20′sine doğru duruşma verecekti, sonra biz de hukuki yollarını öğrettik, fakat dün bi basına bir sızma yaptı! Bu bizim milletin ağzı durmuyor. Ersan (Ülker) tamam da öbürleri korktu. Yol da gösteriyor. Ulan hangi hakim. Bi kere üst mahkemesin. Dosyayı fiziken iste, birleştir. Esasını kapat diye yazı yazarsın.

Y.U.: Bitti, bu kadar!

H.Y.A.: Bitti. Ondan sonra da oyala oyala oyala. Birinci başkanlığa adaysın dedim. Kadir (Özbek) de aday, Abdurrahman (Yalçınkaya) da aday. Üçünüz yarışacaksınız. Üçünüzün yapacakları işe bakarım dedim ben. Bunu yaparsan. Şu anda Kadir önde.

Y.U.: Fakat bok etti.

H.Y.A.: Ya korkudan. Açık söyleyeyim ben. Ben dedim böyle hatır gönül yok kardeşim. Üçünüz aynısınız. Abdurrahman Bey zaten iyice çekilmiş sinmiş.

İŞTE KONUŞMA KAYDI VİDEO:


Yargıtayın İhanet belgesi from CHP Yalanlari on Vimeo.

Mersin Belediyesi Yolsuzluğu: CHP'nin durmak bilmeyen belediye vurgunları

Mersinli işadamı Metin Taşdelen, CHP’li Büyükşehir Belediye Başkanı, vekili ve bazı bölüm müdürleri ile CHP milletvekillerinin de aralarında olduğu 15 kişi için ihalede yolsuzluk nedeniyle suç duyurusunda bulundu.





CHP’DE Çankaya Belediyesi’nden sonra ikinci ‘Yamyam Vakası’ Mersin’de ortaya çıktı. KİMPA Gübre Şirketi sahibi Metin Taşdelen, Mersin Büyükşehir Belediyesi’nin gübre ihalelerinde yolsuzluk yaptığını ve bu durumu ortaya çıkarmaması için de CHP’li Mersin Belediye Başkanvekili Kemal Sığırcıkoğlu ve CHP’li milletvekilleri tarafından tehdit edildiğini ileri sürerek suç duyurusunda bulundu.

4 YIL BOYUNCA SÜRDÜ

METİN Taşdelen, Ankara Başsavcılığı aracılığıyla Mersin Başsavcılığı’na verdiği şikayet dilekçesinde, Mersin Büyükşehir Belediye Başkanlığı’nın; 2004-2005-2006-2007 yıllarında yapılan gübre, palmiye vb. mal alım ihalelerinde usulsüzlük, yolsuzluk, rüşvet, dolandırıcılık yapıldığını ve kendisinin ve ailesinin ise tehdit edildiğini ileri sürdü.

Taşdelen, Başkan Macit Özcan, Mersin Belediye Başkanvekili Kemal Sığırcıkoğlu, Mersin Büyükşehir Belediyesi Makine İkmal ,Satın Alma Daire Başkanı Bayram Saydam, Mersin Büyükşehir Belediyesi Park ve Bahçeler Müdürü Zeynel Kınık’ın da olduğu 15 kişi hakkında suç duyurusunda bulundu.

KOMİSYON ALDI

TAŞDELEN, 2004 yılında Oluş İnşaat ortaklarından CHP Çankaya ilçe üyesi İbrahim Sefer’in, CHP’li bir vekilin Mersin Büyükşehir Belediyesi’ni gübre alımı konusunda ikna ettiğini belirterek, kendisiyle ticaret yapmak istediğini anlattığını söyledi. Taşdelen milletvekilinin bu iş nedeniyle komisyon aldığını ileri sürdü. Park ve Bahçeler Müdürü Zeynel Kınık ile daha sonra ihalenin şartlarını görüşmek için bir araya geldiğini anlatan Taşdelen ‘Kınık ‘böyle bir ihtiyacımız yok, ancak Başkan talimat verirse talep yazarım’ dedi’ şeklinde konuştu.

70 YKR’LİK GÜBREYE 34 YTL

KINIK’IN odasında yapılan konuşmada ayrıca gübrenin fiyatlandırmasına da değinildiğini belirten Taşdelen , şunları söyledi: ‘Gübrenin fiyatı ile ilgili soru sorduğunda ben 1 litresinin 3 YTL olduğunu söyledim. Zeynel Kınık, ‘3 YTL’den neden fazla değil’ dedi. Ben bir şey söylemedim. İbrahim Sefer ve Zeynel Kınık konuşmaya devam etti. 1 litre gübrenin 14 YTL verilmesine karar verdiler ve Zeynel Kınık da bunun için bir pay istedi. O da ‘tamam’ dedi. Bu rakamlar daha sonra 34 YTL’ye kadar çıktı. Gübrenin asıl litre değeri 70 Ykr idi.’

ODAYA GİRDİYSEK TAMAM

ERTESİ gün Büyükşehir Belediye Başkanı Macit Özcan’ın kendilerini makamında kabul ettiğini belirten Taşdelen, ‘Bize asansörün bulunduğu makamının arka odasını göstererek ‘Bayram Bey ile içeride geçin işinizi halledin’ dedi. Satın Alma Başkanı Bayram Saydam ise bize dönerek ‘eğer bu odaya girdiysek tamam’ dedi’ diye konuştu. Taşdelen, Saydam’ın 5 bin litrelik gübre talebi yazısı yazdığını ve Özcan’ın onayını da aldığını söyledi. Taşdelen, ‘Bu arada ürünün tamamı işlemler başlamadan depolara 5 bin litre olarak indirildi. Ürünler 2004 yılında teslim edilmiş ancak ihaleler sonradan 2005’te yapılmıştır’ diye yazdı.

98 litre 600 litre fatura edildi

METİN Taşdelen, yaptıkları anlaşma gereği 5 bin litrelik gübreyi İbrahim Sefer’in de ortakları arasında yer aldığı OLUŞ İnşaat’tan alarak belediyeye sattığını söyledi. Taşdelen, Büyükşehir’in Adnan Menderes Bulvarı’ndaki palmiyeler için 98 litre humik asit siparişi verdiğini ancak bu miktarı 600 litre olarak faturalandırdığını da söyledi. Taşdelen, İbrahim Sefer’in daha sonra kurduğu ELOZA Kimya, KA Kimya gibi şirketlerle belediye ihalelerinde belirleyici olduklarını kaydetti. Taşdelen, ‘CHP’li Mersin Mezitli Belediyesi’nde de aynı firmalar tarafından aynı tarihlerde kat kat fiyatlarla bu alımlar yapılmıştır’ dedi.

Kaynak: STAR

Kemal Kılıçdaroğlu ve oğlunun eski yolsuzluğu ortaya çıktı

Biz yine hep söylüyoruz bu Yalancı Kemal'in gerçek yüzünü.


SSK yolsuzluğu ilk ve tek yolsuzluğu değil. En büyüğü olduğu gerçek fakat yaptığı BELGELENMİŞ başka yolsuzluklarıda mevcut.

İşte bunlardan biri:


Yolsuzluk dosyalarıyla öne çıkan CHP’li Kemal Kılıçdaroğlu’nun yolsuzluğu ortaya çıktı. İşte Kılıçdaroğlu’nun müsteşarken oğluyla yaptığı usulsüzlük.





Baba Kemal Kılıçdaroğlu, Çalışma Bakanlığı Müsteşar Yardımcılığı koltuğunda Ankara’da, oğlu Kerem, ilköğretimde öğrenci, o da Ankara’da. Ancak oğul Kerem Kılıçdaroğlu, İstanbul’da sigortalı olarak çalışıyor görünüyor.

CHP İstanbul Milletvekili Kemal Kılıçdaroğlu’nun ilköğretim okulu öğrencisi oğlunu 14 yaşında sahte sigortalı yaptığı ortaya çıktı.

SSK eski Genel Müdürü, dönemin Çalışma Bakanlığı Müsteşar Yardımcısı Kılıçdaroğlu, 1997 yılında oğlu Kerem’i okula devam ettiği sırada İstanbul’da faaliyet gösteren Ekinciler Holding’te sigortalı olarak çalışıyor göstermiş. 1983 doğumlu Kerem Kılıçdaroğlu’nun SKK kayıtlarına göz atıldığında 1997/1 döneminde 60 gün, 1997/2 döneminde ise 1 gün sigortasının ödendiği görülüyor. SSK kayıtlarına göre 1 Mart 1997’de söz konusu şirkette çalışmaya başladığı görülen Kerem Kılıçdaroğlu, 1 Mayıs 1997’de işten ayrılmış. Kerem Kılıçdaroğlu 1997 yılında ilköğretim okulu son sınıf öğrencisiydi. Sigortalı yapıldığı sürelerin okulların açık olduğu döneme denk gelmesi de dikkat çekiyor. Baba Kemal Kılıçdaroğlu ise o dönemde Çalışma Bakanlığı Müsteşar Yardımcısı’ydı.

ŞİRKET DOĞRULADI, KEREM BEY KONUŞMADI

Ekinciler Holding, kayıtlarında yaptığı inceleme sonrası Kerem’in, şirketlerince o dönemler arasında sigortalandığını doğruladı. Ekinciler Demir ve Çelik San. A.Ş.’den yapılan açıklamada, Kerem Kılıçdaroğlu’nun 01.03.1997 – 30.04.1997 tarihleri arasında şirketleri bünyesinde sigortalanmış olduğunu açıkladı. Şirket, Kerem Kılıçdaroğlu’nun holding bünyesindeki Ankara irtibat bürosunda part-time çalıştığını iddia ederken, ne iş yaptığı, işe hangi saatler arasında gidip geldiği yönündeki sorularımızı ise cevaplamaktan kaçındı.

Kemal Kılıçdaroğlu sözlü ve yazılı sorularımızı cevaplamaktan kaçınırken, cep telefonundan ulaştığımız Kerem Kılıçdaroğlu, “1997’de Ekinciler Holding’te çalıştınız mı? Çalıştıysanız ne iş yaptınız?” şeklindeki sorumuza, “Bilmiyorum, hatırlamıyorum, bu konuyla ilgili kesinlikle konuşmak istemiyorum” cevabını verdi. Kerem Kılıçdaroğlu’nun paniklemesi dikkat çekti.

YASAYA GÖRE SAHTE SİGORTA SUÇ

Yasalarımızda hayali çalışma ve sahte sigortalılık suç teşkil ediyor. Çocukların ‘fiilen çalışan’ olmadığının tespiti halinde işveren ve çocukların aileleri hakkında ‘sahtecilik’ suçlarından savcılığa suç duyurusunda bulunma prosedürü işletiliyor. Sahte sigortalılık SSK’ya bildirilen kişinin işyerinde gerçekte çalışmıyor olması olarak biliniyor. Muvazaa anlaşması ise tarafların aralarında, bu işten bir tarafın veya her iki tarafın da menfaati amacıyla SSK’yı aldatarak anlaşmaya varmaları olarak tarif ediliyor.

SAHTE SİGORTALI BİLDİRİMİNİN SONUÇLARI

Sahte sigortalı bildirimi tespiti halinde başta gerçek dışı olarak bildirilen sigortalı olmak üzere, işverenleri çok zor durumlara düşürecek sonuçlar doğuruyor.

Sahte sigortalı açısından durum değerlendirilecek olursa, çalışmaları fiili olmadığı halde SSK’ya bildirilen kimsenin çalışmaları tespit halinde iptal ediliyor. Eğer kişi ilk defa kuruma tescil ettirilmişse, sigorta sicil numarası da iptal ediliyor. Çalışmaları gerçek dışı olarak SSK’ya bildirilen gerçek dışı sigortalıya kısa vadeli sigorta kollarından (iş kazası, meslek hastalığı, hastalık, analık) yapılan tüm masraflar 506 Sayılı Kanun’un 90. maddesi uyarınca sahte sigortalıyı bildiren işverenden talep ediliyor.

İşverenin işyeri kayıtları, Sosyal Sigorta İşlemleri Yönetmeliği’nin 21. maddesi uyarınca kayıtlar geçersiz sayılıyor. Bu nedenle işverene 506 Sayılı Kanun’un 140. maddesi gereğince ayrıca idari para cezaları uygulanıyor.
Ayrıca sahte sigortalıyı SSK’ya bildiren işveren hakkında da TCK md. 343 uyarınca Cumhuriyet Savcılığı’na suç duyurusunda bulunuluyor.

CHP içinde yeni yolsuzluk: İzmir ihale yolsuzluğu

CHP Merkez Yürütme Kurulu, Antalya Cumhuriyet Savcılığı tarafından yapılan ihale yolsuzluğu soruşturmasında ismi geçen İzmir'in Buca Belediye Başkanı Ercan Tatı'yı, kesin ihraç talebiyle Yüksek Disiplin Kurulu (YDK)'na sevk etti. Karar oybirliğiyle alınırken Tatı'nın akıbeti, 15 Eylül'de belirlenecek.

Tedbirli olarak YDK'ya sevk edilen Başkan Tatı'nın, karar kesinleşinceye kadar parti etkinliklerine ve grup toplantılarına katılması, parti içinde alınacak kararlarda oy kullanma hakkı durduruldu. Eski CHP Genel Başkanı Deniz Baykal, son İzmir ziyaretinde Tatı'nın oğlunun düğününe katılarak nikah şahitliği yapmıştı. Baykal'ı karşılamaya giden ve Çeşme'de kaldığı otelde ziyaret eden CHP İzmir Kadın Kolları Başkanı Gülşen Koşanoğlu ve Gençlik Kolları Başkanı Derya Kuşdemir görevden alınmıştı. Ercan Tatı, Antalya'da yürütülen soruşturma kapsamında ifade vermiş, hakkında yurt dışına çıkma yasağı konulmuştu. Belediye Başkan Yardımcısı Hüsnü Kaya ve Bucamar Genel Müdürü Fatih Kara da aynı soruşturma kapsamında tutuklanmıştı.

Kaynak: Cihan Haber Ajansı

CHP içi rüşvet ve yolsuzluk davaları: CHP Gerçekleri

CHP sadece kendi dışındakileri soymak veya suistimal etmekle kalmıyor asla.


Kendi içinde de bu soygun ve yolsuzluklar ta Atatürk sonrası CHP den beri devam etmektedir.


Parti içi tartışmaların ve koltuk kavgalarının eksik olmadığı CHP'de 'rüşvet, yolsuzluk' gibi iddialar bitmek bilmiyor.

Parti yöneticileriyle ilgili ortaya atılan iddiaların en ilginç yanı, diğer partiler tarafından değil bizzat CHP'liler tarafından gündeme getirilmesi.

Mahkemeye taşınan iddialarda davalılar da davacılar da CHP'lilerden oluşuyor. Çankaya Belediye Başkanı Eryılmaz'ın belediyedeki rüşvet çarkını ele verdiği ses bandının kamuoyuna yansıması da, parti içi tartışmaların bir sonucu olarak değerlendiriliyor.CHP Genel Sekreteri Önder Sav tarafından belediye başkanlığına aday gösterilen, ancak daha sonra Sav'la arası bozulan Eryılmaz, uzun süredir Genel Sekreter'e yakın isimlere mesafeli davranıyordu. Bu isimlerin de Eryılmaz'ın kamuoyundaki imajını zedelemek ve yeniden aday olmasını engellemek amacıyla ses bandını sızdırdıkları ileri sürülüyor. Eryılmaz, skandal ses kayıtlarında CHP'li delegelere rüşvet vermediği zaman, Önder Sav'la tehdit edildiğini belirtmişti.

Yakın zamandaki en önemli olaylardan biri Baykal'a rakip olan Şişli Belediye Başkanı Mustafa Sarıgül'ün ABD'li ünlü spekülasyoncu George Soros tarafından desteklendiğinin ileri sürülmesi oldu. İhraç istemiyle Yüksek Disiplin Kurulu'na (YDK) sevk edilen Sarıgül, 7'ye karşı 8 oyla ihraç edilmekten kurtuldu. Ancak Baykal'ın daha ağır bir suçlamasıyla karşı karşıya geldi. CHP lideri, Sarıgül'ün YDK üyelerine rüşvet teklif ettiğini ileri sürdü ve partiyi olağanüstü olarak kurultaya çağırdı. Baykal, kurultayda geçmeyi başardığı Sarıgül'ü daha sonra partiden ihraç ettirdi. 2004'te yapılan yerel seçimler sonrasında bu kez muhalifler Baykal'ı belediye başkan adayı olarak gösterdiği isimlerden rüşvet almakla suçladı.

22 Temmuz seçimlerinin ardından ise eski CHP milletvekili İzzet Çetin, partinin MYK üyesi Fuat Çay'ın Hatay'dan 3. sıra milletvekilliği adaylığını 100 bin dolar karşılığında Ali Vural Cengiz isimli bir partiliye sattığını ileri sürdü. Yine 3 Kasım 2002 seçimleri öncesinde Adıyaman adaylığı için CHP'ye başvuran Yalçın Yıldırım'ın Mamak İlçe Başkanı Çamalan'a 40 milyar lira vererek adaylığını kesinleştirmesini istediği, amacına ulaşamayınca da parti kararıyla paranın iade edildiği ileri sürüldü. Halen CHP kadrosundan İş Bankası Yönetim Kurulu üyesi olan eski CHP Genel Sekreteri Adnan Keskin, halefi Önder Sav hakkında "Rüşvet olayını bildiği halde Çamalan'ı görevden almayarak 7 ay daha CHP Mamak ilçe başkanlığı görevinde kalmasına göz yumdu." suçlamasında bulundu.

Eryılmaz'ın adaylık şansı az

Başkent'in göbeğindeki son rüşvet çarkını da Çankaya Belediye Başkanı Muzaffer Eryılmaz'a muhalif grupların deşifre ettiği belirtiliyor. Eryılmaz'ın partili bazı belediye meclisi üyeleri ile belediye çalışanlarına rüşvet verdiğini itiraf ettiği ses bandını, Eryılmaz'ın adaylığını engellemek isteyen isimlerin basına sızdırdığı iddia ediliyor. Söz konusu kişilerin de Önder Sav'a yakın olduğu ileri sürülüyor. Çankaya Belediye Başkanı Muzaffer Eryılmaz ile Önder Sav'ın ekibi arasında bugüne kadar yaşanan bazı gerilimler, ses bandının parti içi kaynaklar tarafından sızdırıldığı iddiasını güçlendiriyor. Eryılmaz'ın 2006 yılında 6 belediye meclisi üyesini İmar ve Plan Bütçe Komisyonu'ndan çıkarması şimşekleri üzerine çekti. Belediyedeki rant işlerinin görüşüldüğü komisyona giremeyen bu üyeler, Başkan Eryılmaz'a tepki göstererek partiden istifa etti. Benzer uygulamalarla rantçıları rahatsız eden Eryılmaz, sık sık CHP Genel Merkezi'nde şikayet konusu oldu. Eryılmaz'ın başkan seçilmesini sağlayan Önder Sav'a yapılan şikayetlerde, partilileri gözetmediği, belediye rantlarında CHP'lilere öncelik tanımadığı yönünde iddialar ortaya atıldı. Eryılmaz'ın Sav'ın gözünden düşmesine neden olan son olay geçen yılki 32. olağan kurultay öncesinde yaşandı. Eryılmaz ve dönemin Çankaya İlçe Başkanı Mustafa Yıldırım, ilçe kongrelerinde usulsüz delege belirlemelerine karşı birlikte çalıştı. İddiaya göre, Eryılmaz ve Yıldırım, Çankaya'da bir evde 'delege listesi' hazırlandığı duyumunu aldı. Bunun üzerine Yıldırım ve ekibi, söz konusu eve baskın yaptı. Ancak ev Önder Sav'ın kızı Burcu Sav'a aitti. Sav'ın kızı, durumu telefonla babasına bildirince Sav da döneminAnkaraİl Başkanı Yaşar Çatak'ı arayarak İl Yönetim Kurulu'nun toplanması ve Çankaya İlçe Başkanı Mustafa Yıldırım'ın görevden alınması talimatını verdi. Olayın ertesi günü toplanan İl Yönetim Kurulu, Mustafa Yıldırım'ı görevden aldı. İlçe başkanının görevden alınması yıllarca Deniz Baykal'ın sağ kolu olan Genel Başkan Yardımcısı Eşref Erdem'in de görevinden istifasıyla sonuçlandı.

Yolsuzluklar Cenneti CHP: Anayasa mahkemesinin milyon dolarlık karar ve cezaları

Biz hep söylüyoruz: CHP demek yolsuzluk demektir.


CHP demek iki yüzlülük riyakarlık yalancılık demektir. 

İşte Anayasa mahkemesinin arşivleri ve arşivlerin CHP nin yolsuzluk davaları ile dolu olduğu belgesi:


Anayasa Mahkemesinin arşivlerinde CHPnin milyon dolarları bulan yolsuzluklarının izleri var. Mahkeme dört ayrı usulsüzlük tespit etti. .

CHP'nin usulsüzlükleri dudak uçuklatıyor. Kamuoyu, Tuncay Özkan'a verilen 3 milyon lira ile aralarında şarkıcı Kenan Doğulu'nun da bulunduğu bazı isimlere ödenen 1 milyon liraya ilişkin yolsuzlukları biliyor olsa da Anayasa Mahkemesi'nin arşivlerinde CHP'nin milyon dolarları bulan yolsuzluklarının izleri var. Anayasa Mahkemesi 1998 yılından bu yana CHP hakkında dört ayrı usulsüzlük tespit edip partinin 200 milyon dolardan fazla parasını Hazine'ye gelir kaydetti.

POSTA YOLSUZLUĞU 
Anayasa Mahkemesi'nin kayıtlarında CHP hakkında son 10 yılda dört ayrı mali usulsüzlük uyarısının yer aldığı belirlendi. Anayasa Mahkemesi'nin ilk uyarısı CHP'nin 1998 yılı hesaplarında görülen 35 milyar 386 milyon 533 bin 328 liralık usulsüzlükle ilgili gerçekleşti. Sözkonusu yolsuzlukta pek çok CHP'li yöneticinin, hayali posta havaleleriyle partinin parasını usulsüz bir biçimde harcadıkları PTT havale makbuzlarıyla belgelenmişti.

YÜZMİLYONLARCA DOLARLIK YOLSUZLUK 
CHP'nin Anayasa Mahkemesi tarafından çarptırıldığı ceza, bugünün dolar kuru ile hesaplandığında 207 milyon 342 bin 968 dolar oluyor. Mahkemenin 2004 yılından bu yana CHP'de yakaladığı usulsüzlüklerin toplamı ise 596 bin 186 doları buluyor. Böylece CHP'nin son 10 yılda gerçekleştirdiği yolsuzluk ve usulsüzlüklerin güncellenmiş değeri ise tam 207 milyon 939 bin 154 dolara ulaşıyor.

İŞHANI İŞLETİYOR, HESABINI DÜZGÜN TUTMUYOR 
Mahkeme, CHP'nin 2004 yılı hesaplarında da yine usulsüzlük yakaladı. Bu çerçevede parti hesaplarında usulsüz görülen 267 bin 860 lira (267 milyar) karşılığı parti malvarlığının Hazine'ye gelir kaydedilmesine karar verildi. Kararda, CHP'ye ait bulunan Ulus Rüzgarlı Sokak'taki Halk İş Hanı ile Çankaya Çevre Sokak'taki eski genel merkez binasının hesaplarının usulünce tutulmadığı hükme bağlandı. Kararda, yevmiye defterlerinde pek çok usulsüzlük tespit edildiği ifade edildi. CHP'nin 2005 ve 2006 yılı hesaplarında da usulsüzlükler bulan Anayasa Mahkemesi, 2005 yılında 161 bin 620, 2006 yılında da 465 bin 660 liralık usulsüzlüklerin CHP'den tahsil edilip Hazine'ye gelir kaydedilmesine karar verdi.

CHP Çankaya Belediyesi Yolsuzlukları: Muzaffer Eryılmaz

Çankaya Belediyesi eski Başkanı Muzaffer Eryılmaz dönemiyle ilgili yolsuzluk iddiaları bitmiyor. Maaş promosyonlarının iç edilmesinden sonra ortaya çıkan bir başka skandal da “Bu kadarına pes” dedirtecek türden.

Bilgisayar kurslarına katılanlardan bilgisayar bakım ve onarımı için para toplanmış. İç edildiği iddia edilen paraların masraf gösterilebilmesi için sahte faturalar eklenmiş. Hesabı tuturmak için kullanılan faturalar arasında 'hıyar' faturası bile var.

47 DOSYA VAR
Çankaya Belediyesindeki yolsuzluk iddiaları üzerine İçişleri Bakanlığı müfettişleri inceleme yaptı. Toplam 47 dosyanın hazırlandığı ve işlem yapılması için Cumhuriyet Savcılıklarına ulaştırıldığı biliniyor. Bu dosyalardan biri de Toplumsal Dayanışma Merkezlerinde (TODAM) düzenlenen kurslardan alınan paralarla ilgili.

50'ŞER LİRA TOPLANMIŞ
Müffetişlerin hazırladığı rapora göre, TODAM sorumlusu Soner Kutlar bilgisayar kursların katılanlardan, "Bilgisayarların bakım, onarım ve diğer ihtiyaçları için" 50'şer lira para topladı. Bağış olarak alınan paralar karşılığında makbuz verilmedi. Kutlar'ın kendi ifadesine göre bu şekilde 4 yılda 57 bin 900 lira toplandı. Kasada 38 bin lira bulunduğu, 19 bin liranın ise harcandığı belirtilerek çeşitli belgeler sunuldu.

SALATALIK-TAVUK FİŞİ
Ancak belgelerin de heryerden alınabilir kasa fişleri olduğu görüldü. Müffettişlerin raporunda "bu kasa fişleri ile TODAM faaliyetleri arasında nasıl bağlantı kurulabilir?" denilerek şu örnekler verildi:
-Domates- salatalık alımına dair kasa fişi
-Aydınlıkevler semtinde bir dükkandan tavuk alımına dair kasa fişi
-Aydınlıkevler semtindeki bir dükkandan et alımına ilişkin kasa fişi
-Kızılay semtindeki bir dükkandan muhtelif yiyecek alımına dair kasa fişi

18 BİN LİRA İÇ Mİ EDİLDİ?
Müffetişler bu belgelerin TODAM ve düzenlenen kurslarla ilgisi olmadığını, geçerli belgelerle kanıtlanamayan 18 bin 850 lirayı TODAM sorumlusu Soner Kutlar'ın zimmetine geçirdiğine kanaat getirdi. Soruşturma açılması için Cumhuriyet Savcılığına suç duyurusunda bulunuldu.

Kaynak

Yalancı Kemal'in Başörtüsü yalanları ve geçmişte yaptıkları (Video)

Unutmayın CHP zihniyeti yalancı zihniyettir.


CHP zihniyeti sömürmeci ve suistimal edici zihniyettir. Bu zihniyetin dine inanca hiçbir saygısı ve sevgisi yoktur. 


Ve Kemal Kılıçdaroğlu isimli şahısta şuan ipleri birilerinin elinde olan bir kukladan ibarettir.


İşte CHP nin yüzsüzlüğü ve yalancılığı:

Başörtüsünü çözümsüzleştiren ve anayasa mahkemesine götüren Yalancı Kemal ve CHP zihniyeti şimdi sadece popilist bir şekilde oy toplamak için YALANLAR SÖYLÜYORLAR.

MADEM BAŞÖRTÜSÜNÜ SERBEST BIRAKACAKTIN KEMAL BEY NEDEN ANAYASA MAHKEMESİNE GÖTÜRDÜN. YALANLARINLA SEN KİMİ KANDIRMAYA ÇALIŞIYORSUN?

İŞTE KANIT İŞTE VİDEO:

İkiyüzlü Kemal Yalandaroğlu from CHP Yalanlari on Vimeo.

PKK'nın savunucusu Kemal Kılıçdaroğlu: Gerçek yüzünü görün (Video)

Kemal Kılıçdaroğlu sadece bir kukladır. Ve kendisine ne yap denilirse, ne söyle denilirse sadece bunu yapar. Kemal Kılıçdaroğlu bir derin devlet projesidir.

Kemal Kılıçdaroğlunun ergenekon davası ve darbe savunucusu olduğunu bilmeyen yoktur.

Bu öyle bir savunuculuk ki PKK nın yöneticisi ve akıl hocası istihbarat raporlarıyla belli olan Yalçın Küçük'ü aleni  bir şekilde savunuyor.

Vatan haini olduğu belgelenmiş bir kişiyi savunmak vatan hainliğidir. Ve Yalancı kukla Kemal de aynen bunu yapıyor.

İşte videosu ve canlı kanlı delilleri:


Kılıçdaroğlu PKK savunucusu from CHP Yalanlari on Vimeo.

Ahlak yoksunu CHP'lilerden yeni Sex Skandalı: CHP Grup Başkanvekili Akif Hamzaçebi itiraf etti!

Herşey biter ama CHP nin ahlak dışı uygulamaları hem parti olarak hem bireysel olarak asla bitmez.





Baykaldan sonra 2. sex skandalı bu sefer CHP Grup Başkanvekili Akif Hamzaçebi tarafından yaşanmakta.

CHP’li Hamzaçebi, birlikte mahrem görüntüleri yayınlanan Safiye Küçük’e “insani zaafıdan faydalanarak komplo kurduğu” iddiasıyla dava açtı. Komplonun adresi olarak da Baykalcıları işaret etti

CHP’de ‘2. Kaset Skandalı’ diye anılan olayın taraflarından CHP Grup Başkanvekili Akif Hamzaçebi “Safiye Küçük kişisel zaafiyetimi kullanarak komplo kurdu” iddiasıyla savcılığa suç duyurusunda bulundu. Komplonun CHP kurultayının 2. gününde kurulduğunu iddia eden Hamzaçebi, Deniz Baykal gibi komployu kuran adresi muğlak bırakmadı ve adres olarak birlikte görüntüleri yayınlanan Safiye Küçük’ü gösterdi.

GÖRÜNTÜLER 2 TEMMUZ GÜNÜ ÇEKİLDİ

CHP Grup Başkanvekili Mehmet Akif Hamzaçebi,  9 Ağustos 2010’da internete düşen uygunsuz görüntüleriyle ilgili birlikte görüldüğü Safiye Küçük hakkında; “özel hayatın gizliliğini ihlal”, “kişisel verilerin izinsiz kaydedilmesi”, “verileri hukuka aykırı olarak verme veya ele geçirme” suçlarından suç duyurusunda bulundu. Suç duyurusunda olayı ‘komplo’ olarak niteleyen Hamzaçebi, komplonun, Kemal Kılıçdaroğlu’nun genel başkan seçildiği Kurultay’ın 2. gününde kurulduğunu ve failinini de Safiye Küçük olduğunu iddia etti. Küçük’le kongre salonunda kongerinin ikinci günü tanıştığını anlatan Hamzaçebi, görüntülerin 2 Temmuz’da çekildiğini söyledi.

BAYKALCI KANAT HEDEF GÖSTERİLDİ

Olay günü Küçük’ün kendisini önce dışarıya kahve içmeye sonra da da evine çağırdığını anlatan Hamzaçebi, evde iki saat kaldığını, bir daha da hiç yüz yüze buluşmadıklarını söyledi. Hamzaçebi, komplonun kurulmaya CHP Kurultayı’nda başladığını ifade ederken, kulislerde Safiye Küçük’ün sıkı Baykalcı olan Yılmaz Ateş’le tanışıyor olması nedeniyle Kılıçdaroğlu kanadının komplonun adresi olarak Baykalcı kanadı gördüğü belirtiliyor.

Gerizekalı Kemal kendi yalanını kendisi ortaya çıkardı: Erdoğan - Büyükanıt görüşmesi

Hiç bir insan var mıdır kendi yalanını yine kendisi ortaya çıkarsın?

Kemal kılıçdaroğlu bunun tek örneği.

Hatırlarsanız Başbakan ve dönemin Genelkurmay Başkanı Yaşar Büyükanıt özel bir görüşme yapmışlardır ve bu görüşme büyük bir sır olarak saklanmıştır. CHP ve kemal kılıçdaroğlu herzaman ki gibi bu görüşmeden siyasi bir rant sağlamak adına önemli iftiralarda bulunmuşlardır.

Fakat iftira ve yalan atarken bir şeyi unutmuşlardır: Tarihleri.

Atılan iftira şu:

"Büyükanıt muhtırayı AK Parti yeniden iktidara gelsin diye verdi"


Oysa bunun yalan olduğu o kadar belli ki:


Dolmabahçe görüşmesi, 4 Mayıs'ta oldu.
E-muhtıra'nın tarihi ise, adı üstünde 27 Nisan.
Bu durumda, 27 Nisan bildirisi, nasıl olur da Dolmabahçe'de sağlanan gizli bir mutabakattan çıkabilir?

Devlet bakanı Hüseyin Çelik'in konu hakkındaki cevabı şu şekilde:

"Sayın Kılıçdaroğlu 27 Nisan bildirisinin AK Parti'yi yeniden iktidara getirmek için kurgulandığını, Sayın Başbakan'la Büyükanıt'ın çıkar işbirliği yaptığını iddia etmektedir. Siz bu iddiayı nasıl karşılıyorsunuz bilmiyorum ama ben sadece 'pes doğrusu' diyorum. Yani bu zavallı iddiaya göre, Başbakan'la Büyükanıt pazarlığa oturmuşlar, Başbakan Büyükanıt'a demiş olmalı ki 'ver bir muhtıra biz yeniden iktidara gelelim, siz de kapın zırhlı arabayı.' Öyle mi? Bu iddiaya sağlar değil ölüler bile güler Sayın Kılıçdaroğlu. Gerçekten siz kendi iddianızı ciddiye alıyor musunuz?"

Ey kendini Gandi kadar uyanık sanan Gerizekalı Kemal. Bu millet sana sadece gülüyor. Gülmeyenlere de acıyor.

İnançlara Saygısız CHP'nin Milletvekilinden teravih saygısızlığı

CHP'nin teravih namazı saatinde cami yanında hoparlör kullanarak yaptığı 'Anayasa değişikliğine hayır' toplantısı cemaatin tepkisini çekti. Aynı saatlerde camide terevih namazı kılan vatandaşlardan biri, CHP'lilerin konuştuğu kürsüye gelerek, "namaz kılanlara saygılı olun" diyerek tepki gösterdi.

CHP Malatya İl Başkanlığı tarafından Başharık Mahallesi'ndeki Topraksu Cami yanında 'Anayasa değişikliğine hayır' toplantısı gerçekleştirildi. CHP'nin mahalle toplantısına CHP Milletvekili Mevlüt Aslanoğlu, CHP İl Başkanı Veli Ağbaba'nın yanı sıra, partililer katıldı. Teravih saati düzenlenen toplantıda Milletvekili Mevlüt Aslanoğlu, hoparlör gibi ses çoğaltıcı cihazlar kullanarak 12 Eylül'deki referandumda 'hayır' oyu kullanılmasını istedi.

Aslanoğlu'nun yüksek sesle yaptığı konuşma aynı dakikalarda teravih namazı kılan vatandaşları rahatsız etti. Gürültüden rahatsız olan bir vatandaş, "Parti olarak caminin karşısı dışında başka hiçbir yer bulamadınız mı? Bakın teravih namazı kılıyoruz, vallahi, billahi duaları okuyamıyoruz." diyerek bu duruma tepki gösterdi. Bunun üzerine Milletvekili Aslanoğlu, "Ezan okunurken ben sustum, konuşmadım. Özür dilerim." diyerek kürsüye çıkan vatandaşı sakinleştirmeye çalıştı. Vatandaşın, "Özürle olmaz" cevabı üzerine Milletvekili Aslanoğlu, "Tamam, özür diliyorum. Ne istiyorsun." dedi.

Tepki üzerine Milletvekili konuşmasını yarıda keserek toplantıyı bitirirken bazı CHP'liler camiden gelen vatandaşa toplantıyı normal süresi bitmeden sona erdirdiği için çıkıştı.

Darbeci Kemalden şok eden Öcalan savunması

Yargıtay üyelerinin 'Hayır için Öcalan'a ihtiyaç var' şeklindeki değerlendirmelerini CHP Lideri Kemal Kılıçdaroğlu savundu. CHP Lideri, "İçerik önemli değil, yasa dışı dinleme" dedi.

Kılıçdaroğlu, Yargıtay Üyesi Aktan'ın, “Hayır için Öcalan'a ihtiyaç var” ifadesi sorulunca “İçeriği önemli değil, yasa dışı dinleme” dedi.



CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, CNNTürk'te, Yargıtay Üyesi Hamdi Yaver Aktan'ın ait ses kaydını değerlendirdi. Atan'ın “Hayır için Öcalan'a ihtiyaç var. Kaos çıksın, yararlanırız” dediği ses kaydı için “İçeriğinin önemi yok. Hukuksuz dinlemelerdir” dedi.

Kemal Kılıçdaroğlunun patent yalanı fena deşifre oldu!

CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'nun Hürriyet gazetesine verdiği bir demeç anında yalanlandı. Hem de resmi kaynaktan belgeli olarak...

CHP Genel Başkanı Kılkıçdaroğlu’nun, ’’Akit’in logosu üzerine tedbir koydurdum Patent Enstitüsü’nden. Şu anda Akit’in logosu bana ait. Mahkemede tedbir kararı var’’ şeklindeki açıklamasına çok ağır cevap geldi.



CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, “Şu anda Akit'in logosu bana ait” diyor ama Türk Patent Enstitüsü'nün internet sitesinde üzerine kayıtlı hiçbir marka yok. Enstitü kayıtlarına göre Akit, İhvan Yayıncılık üzerine kayıtlı... Şimdi Kılıçdaroğlu’ndan konuyla ilgili cevap bekleniyor.

Hürriyet’ten Faruk Bildirici’ye konuşan CHP Genel Başkanı Kılkıçdaroğlu’nun, ’’Akit’in logosu üzerine tedbir koydurdum Patent Enstitüsü’nden. Şu anda Akit’in logosu bana ait. Mahkemede tedbir kararı var’’ diye açıklama yapmasına Vakit’ten çok sert tepki geldi. ‘’Kemal'in yalanı TPE'den döndü’’ diyen gazete, ‘’Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'nun bir yalanını daha deşifre ediyoruz’’ diye yazdı.

Gazeteye göre, Kemal Kılıçdaroğlu'nun, kendisine ait olduğunu iddia ettiği Akit gazetesinin logosunun yayın hakkı, İhvan Yayıncılık Sanayi ve Ticaret Limited Şirketi'ne ait çıktı.

Marka tescili konusunda tek yetkili olan Türk Patent Enstitüsü'nün (TPE) internet sitesine girildiğinde, Akit gazetesinin logosunun İhvan Yayıncılık Sanayi ve Ticaret Limited Şirketi'ne ait olduğu açıkça görülüyor. Akit gazetesinin logosunun yayın hakkı ile ilggili son işlem, 26 Aralık 2003 tarihinde, adres değişikliği şeklinde yapılmış. Ama İsim hakkının başka birisine geçtiğine dair bir bilgi yok! İsim hakkı, hala ilk şirkette! TPE'ye göre, Kemal Kılıçdaroğlu'nun üzerine kayıtlı hiçbir marka bulunmuyor.

Yalanın ispatı çok basit!

‘’Kılıçdaroğlu, yalan söylediğini öğrenmek için TPE'nin sitesine girsin’’ diyen gazete, ‘’Kemal Kılıçdaroğlu'nun, yalan söylediğini öğrenmek çok basit… İnternet kullanıcıları, Türk Patent Enstitüsü'nün “http://www.turkpatent.gov.tr/portal/default.jsp” adlı internet sitesinin “Marka” bölümüne “Akit” diye yazdıklarında; Akit gazetesinin logosunun yayın hakkının “İhvan Yayıncılık Sanayi ve Ticaret Limited Şirketi” ait olduğunu görüyor. Kemal Kılıçdaroğlu, söz konusu internet sitesine girip arama yapsa, yalan söylediğini kendisi de açıkça görebilecek’’ dedi.

Kılıçdaroğlu'nun üzerine hiçbir marka yok!

Türk Patent Enstitüsü'nün internet sitesinde, “Kemal Kılıçdaroğlu” adıyla arama yapıldığında da Kemal Kılıçdaroğlu'nun üzerine hiçbir markanın kayıtlı olmadığı da görülebiliyor. Kılıçdaroğlu'nun, Akit gazetesinin logosu'nun yayın hakkının, 26 Aralık 2003 tarihinden itibaren, Küçüklanga Caddesi No:102 Aksaray / İstanbul adresinde faaliyet gösteren İhvan Yayıncılık Sanayi ve Ticaret Limited Şirketi'ne ait olduğunun ortaya çıkmasının ardından nasıl açıklama yapacağı merakla bekleniyor.

Belgeler

UYANIN EY BEDBAHTLAR BU ADAM SİZİ AYAKTA UYUTUYOR

Kukla Kemal'in yeni tosunu Berhan Şimşek'ten yüzsüz açıklama

İçişleri Bakanı Beşir Atalay'ın skandal afişin kimin astığını açıklamasının ardından CHP İstanbul İl Başkanı Berhan Şimşek'ten açıklama geldi.

İçişleri Bakanı Beşir Atalay'ın CHP'nin skandal rahibe afişini CHP Avcılar Belediye Başkanı Mustafa Değirmenci'nin astığını açıklamasının ardından NTV'ye konuşan CHP İstanbul İl Başkanı Berhan Şimşek, AK Parti'den özür dileyecek misiniz? sorusuna, "Sayın Bakan görevini yapmıştır. Şimdi Bakan Atalay görevini yaptı diye bizim kalkıp özür dileyecek halimiz yok" sözleriyle cevapladı.

Yalancı Kemal ve Rahibe Afişleri

Yalancı Kemal'in yalanları herzaman ki gibi 1 gün bile geçmeden ortaya çıktı.





Utanmaz Kemal yine mitinginde bir yalan ile ortaya çıktı.

Aşağılık bir şekilde hakaret ve ithamlar olan yukarıdaki pankartı kendilerinin aslmadıklarını ve bunun özellikle AkParti tarafından asıldığını söyledi ve başkaban a ispatlamazsan senin suçundur dedi.

Fakat yalancı kemal yine duvara tosladı.

Ertesi gün İç işleri bakanı açıklama yaparak sorumluların yakalandığını açıkladı ve yapan kişilerin CHP Avcılar belediyesi olduğu ortaya çıktı belgeleri ile.

KILIÇDAROĞLU İÇİN ŞOK HABER: BERHAN ŞİMŞEK İTİRAF ETTİ

Berhan Şimşek: O afişi bir üyemiz yaptırmış kaldırdık İstanbul Avcılar'da asılan ve üzerinde “Müslüman kadınların rahibe gibi giyinmemesi için evet” yazılı afiş CHP tarafından kaldırıldı.


İçişleri Bakanı Beşir Atalay, ''türbanı rahibe kıyafetine benzeten'' afişlerin CHP'li Avcılar Belediye Başkanı tarafından yaptırıldığını söyledi. Atalay, bazı bilbordlara asılan ve ''türbanı rahibe kıyafetine benzeten'' afişlerle ilgili gazetecilere yaptığı açıklamada, CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'nun bu afişlerin partisince asılmadığını ifade ederek konuyla ilgili Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'a yönelik ''hakaret içeren'' sözler sarf ettiğini söyledi.
Atalay, CHP İl Başkanı Berhan Şimşek'in de afişleri kendilerinin asmadığı yönünde açıklamalarda bulunduğunu da hatırlattı. İçişleri Bakanlığı olarak afişleri kimlerin astığını belirlediklerini belirten Atalay, ''Biz bunu bulduk. Bu afişler CHP'li Avcılar Belediye Başkanı tarafından yaptırılmış. Nerede basıldığını bulduk, kime sipariş edildiğini bulduk, ne kadar bastırıldığını bulduk. Bu kişilerin hepsi konuştular. Bilbordlara asanlar da konuştular. Bunu yapan Avcıların CHP'li başkanı'' diye konuştu. Afişler asılırken CHP İl Belediye Meclis Üyesi Ali Oral'ın da bizzat başında bulunduğunu ifade eden Atalay, şunları kaydetti:
''Biz CHP'lilere diyoruz ki, 'Bunu siz yaptınız. Birinizin yaptığından diğerinin haberi olmayabilir. Veya haberiniz var, böyle gösteriyorsunuz ama utanmadan Başbakanımıza zavallı tabirini kullanıyorsunuz. Gelin özür dileyin.' Bunu isim isim ben açıklıyorum. Kimlerin yaptığını, hangi matbaada basıldığını, kimler tarafından asıldığını, İstanbul Avcılar Belediye Başkanı Mustafa Değirmenci'nin bizzat matbaalarla görüşerek bunu sipariş ettiğini, biz bunları açıklıyoruz.'' Kılıçdaroğlu ve Şimşek'in Başbakan Recep Tayyip Erdoğan ve AK Parti'den özür dilemesini isteyen Atalay, sözlerini şöyle sürdürdü:
''Bu CHP, kendi içlerinde birtakım numaralar çevirirler, oyunlar oynarlar. Bunun suçlusu olarak Hükümeti gösterirler. Genel Sekreterleri telefonu açıkta bırakır, karşıdaki gazeteci dinler. Ondan sonra vay 'Hükümet bizim genel merkezimizi, genel sekreterimizi dinletiyor' diye suçlamalarda bulunurlar. Hep böyle, kara kampanya. Şimdi CHP yine aynen o kara kampanyasını yürütüyor. Biz insanları ahlaklı, edepli olmaya, dürüst politika yapmaya davet ediyoruz. Şu Ramazan ayında hakaretlerle, kara kampanyalarla halk oylaması çalışması yürütmesinler, dürüstçe çalışsınlar.'' Bakan Atalay, AK Parti'nin referandum kampanyasının sadece Anayasa değişiklik paketini anlatmaya yönelik olduğunu, kimseye hakaret içermediğini dile getirdi.
 Kılıçdaroğlu'nun ''AK Parti bilbordları paraları nereden buluyor?'' yönündeki sözlerine de değinen Bakan Atalay, bu paraların Devletin oy oranları doğrultusunda siyasi partilere verdiği yardımlar olduğunu söyledi. Atalay, aynı yardımdan CHP'nin de yararlandığını ifade etti.
CHP'nin dürüst politika yapmadığını ifade eden Bakan Atalay, ''Görüyorsunuz, şu iki günde yaptıklarının bile dürüstlük ile hiç ilgisi yok. CHP'nin mayasında bu var. Öyle bir genel başkanın değişmesi ile falan CHP'nin mayası değişmez. CHP bildiğiniz statükonun koruyucusu, geleneksel aynı bildiğiniz CHP'dir'' değerlendirmesinde bulundu.

Yalancı Kemal Kılıçdaroğlu'nun mumunu AB Parlementosu söndürdü: Kemal Delirmiş!

CHP Genel Başkanı Kılıçdaroğlu’nun “AP ve AB üyeleri Kapalıçarşı’da hükümetten rüşvet aldı” iddialarına AB’den sert cevap geldi: Çıldırmış olmalı... Delilik... Saçmalık...


CHP Lideri Kemal Kılıçdaroğlu'nun, Türkiye'deki anayasa değişikliğini desteklediklerini açıklayan Avrupa Parlamentosu ve AB Komisyonu üyelerinin “Kapalıçarşı'da rüşvet aldıkları” iddiası Brüksel'de şok etkisi yarattı.

Kılıçdaroğlu'nun “Anayasa değişikliğini desteklemesi için limuzinlerle karşılanıp, Kapalıçarşıya götürüldü, hediye alındı” iddiasında bulunduğu Avrupa Parlamentosu Türkiye Raportörü Ria Oomen, “Bu iddialar çok saçma. Bu konuda daha fazla yorum yapmayacağım” dedi.

Avrupa Yeşiler Eş Başkanı ve Avrupa Parlamentosu üyesi Kızıl Dany Danel Cohn Bendit, açıklamaların saçma, apalca ve çılgınca olduğunu söyledi. Bendit, “Brüksel'e geleceğini duyduk. Kendisiyle görüşmemizde bu sözlerinin delilik olduğunu söyleyeceğim” dedi. Star'ın sorularını yanıtlayan AB Komisyonu üyesi Stefan Füle'nin sözcüsü Angela Filote de, “Rüşvet aldığı dediği arkadaşımız Ferran Türkiye'ye gitmedi bile” dedi.

Brüksel'de onu ciddiye almazlar 

Türkiye - AB Karma Parlamento Komisyonu eski Eşbaşkanı Joost Lagendijk ise “Çok saçma. AB Komisyonu ya da AB Parlamentosu üyelerine rüşvet veremezsiniz çünkü daha önce ellerinde dayanaklı, güçlü savlarla, neden anayasa paketini desteklediklerini söylemişlerdi. Brüksel kendisini bu iddialarını ciddiye almayacaktır” dedi.

Darbeci Kemal ve Darbe yalanları

CHP tüm cümle aleme ergenekon ve DARBE avukatlığını açıkça ilan etmiş ve bunun altına imzasını atmıştı.

Bu imzaları atanların altında şuanın yalancı Kemal i de bulunmaktaydı hatırlarsanız. Üstelik Kemal Kılıçdaroğlu darbecilikle suçlanan ve hüküm giyen asker ve sivillerin tüm delil ve kanıtlara rağmen en pervasız savunucusu olmuş ve defalarda konu ile ilgili basın açıklamaları yaparak kameralar karşınsa geçmişti.

Fakat Kemal bey de yalancılık hiç bitermi? ASLA!

Şimdi Kukla Kemal herzamanki gibi utanmadan sıkılmadan yüzü kızarmadan yalanlarına devam etti.

Ne mi dedi?


Darbe olursa tankın önüne ilk ben çıkarım

CHP lideri Kılıçdaroğlu, "Kurumlar çok iyi çalışırsa darbe niye olsun. Kim darbe girişimi yaparsa o tankın önüne ilk ben çıkacağım" dedi.

Ey güzel okuyucular. Siz bu insanın artık hangi lafına inanırsınız.

Kemal Kılıçdaroğlu öyle bir yalancıdır ki bunu yüzü birazcık bile kızarmadan yapar. Çünkü o sadece bir kukladır ve kendisinden ne söylenmesi emrediliyorsa onu söylemektedir.


Kukla Kemal ve Kaset olayı

Bildiğiniz üzere CHP (Cehalette Huzurvar Partisi) eski başkanı pornocu Deniz Baykal, teşkilatındaki evli bayanlara yatak üzerinde siyaset yaparken çekilen görüntüleri basına sızdırıldıktan sonra yeni CHP kuklası olarak kemal kılıçdaroğlu baştan seçilmiş ve tüm planlar bu kuklayı öne sürüp onun üzerinden CHP nin yeni siyaset odağına onu koyacaklardır. Tek amaç 2011 seçimlerinde AK Partiyi iktidara getirmemekti.

Yeni Kukla Yalancı Kemal istifa günü yaptığı açıklamada demiştir ki:


"Asla aday olmam söz konusu değildir"

İstifanın ertesi günü ise adaylığını koymuştur.

İşte yalancı kemalin dürüstlük anlayışı bu kadardır. Bu insan bu kadar aciz ve kukladır.

Yüzsüz Villacı Kemal ve ezik CHP liler

Bildiğiniz gibi Yalancı Kemal devamlı atıp tutuyor mitinglerinde.
En meşhur yalanlarından biride Başbakanın havuzlu villası.

Tabiki Yalancı Kemal okadar yüzsüz ki kendisine ait villa kooperatifi ortaya çıkınca susmak zorunda kaldı. Sorulan sorularada Yüzsüz bir şekilde "Benimki halk tipi havuzlu villa" dedi. Cevap bile veremedi. Ama halk susarmı hiç. Halk kendisinede bir halk tipi villa talebinde bulunuyor.

İşte Yalancı kemal ve saz arkadaşlarının mitinginden bir kare:

Tabi herzamaki gibi ezik chp teşkilatı tarafından pankart büyük bir hışımla kaldırıldı.

UNUTMAYIN CHP VE YALANCI KEMAL ASLA GERÇEKLERİ SÖYLEMEZ.

Kılıçdaroğlu'nun Yalanları yatsıya kadar bile sürmedi.

Kılıçdaroğlu'nun gizlediği gerçek.


Taha Akyol, bugünkü yazısında yolsuzluk salvolarıyla büyük bir popülarite kazanan Kemal Kılıçdaroğlu'nun son yalanını yüzüne vurdu.


Taha Akyol'un yazısının ilgili bölümü:


CHP İstanbul belediye başkan adayı Kemal Kılıçdaroğlu yolsuzluk salvolarıyla büyük bir popülarite kazandı. Şimdi pırlanta ticareti yapan büyük bir kuyumculuk şirketine Başbakan’ın oğlu ile gelininin ortak olmasını açıklayarak yeniden kamuoyunun ilgi odağı oldu.


AKP hükümetinin pırlantada KDV’yi sıfıra indirdiğini hatırlatan Kılıçdaroğlu diyor ki:


“Ekmekte, suda elektrikte, doğalgazda, sağlıkta, kitap defterde vergi bol, ama pırlantada yok. Acaba neden pırlantada bu vergi kaldırıldı? Bunun yanıtı ortada!” (Milliyet, 8 Şubat)


Yani, Başbakan’ın oğlu ile gelininin şirket ortaklığı!


Sonra Kılıçdaroğlu, bu açıklamasından nasıl bir siyasi fayda beklediğini şu sözleriyle ortaya koyuyor:
“Onların adalet anlayışı pırlanta anlayışıdır, altın ortaklığı anlayışıdır. Bizim adalet anlayışımız Hazret-i Ömer’in adalet anlayışıdır!”


Kılıçdaroğlu’nun sergilediği bu tablo çok önemlidir.
Yolsuzluk popülizmi.
Evvela Kılıçdaroğlu, pırlantada yüzde 18 olan KDV’nin kaldırıldığını söylüyor da onun yerine yüzde 22 ÖTV’nin konulduğunu söylemiyor!
Kılıçdaroğlu, bu vergi düzenlemesinin tarihini de söylemiyor. Bunun tarihi 2004’tür, “oğul ve gelin”in ortaklığı ise 2006’dadır!
Kılıçdaroğlu’nun yaptığı, “yolsuzluk popülizmi”dir!
Kılıçdaroğlu’nun “pırlanta adaletine karşı Hazret-i Ömer adaleti”nden bahsetmesi de çiğ bir popülizm örneğidir, ‘seçim lafları’dır!
“Hz. Ömer adaleti” kavramı elbette yüksek bir ahlaki bilinci ifade eder ama modern karmaşık toplumlarda yolsuzluğu önleyip kamu kaynaklarının adil kullanımını sağlamanın yolu “şeffaflık, etik davranış ilkeleri, hukuk devleti” falan gibi kurumlardır. Sosyal demokrat bir parti bunları anlatmalıdır.
Üçüncüsü, Kılıçdaroğlu aksini iddia etse de, anonim şirketlerde ortakların adlarını ve hisselerini yayımlama mecburiyeti olmadığını hem uzmanlar hem İTO açıkladı.
Bu işte bir yolsuzluk yok. Kılıçdaroğlu yolsuzluk suçlamalarını yaparken dikkatli olmalıdır.


TAHA AKYOL-MİLLİYET.

Kemal Kılıçdaroğlu ve CHP Yalanlarına HAYIR!!!

Bildiğiniz ve izlediğiniz üzere CHP nin ve bu zihniyetin yeni KUKLASI Kemal Kılıçdaroğlunun yalanları bitmek bilmemekte. Bizde Türkiye Cumhuriyetinin savunucuları ve koruyucuları olarak bu yalanları afişe etmeyi ve unutturmamayı kendimize bir borç biliyoruz.

Bu sitede bulacağınız tüm içerik belgeli ve daha önce bir çok defa basın ve medyada defalarca yayınlanmış olan şeylerdir.